24 Eylül 2008 Çarşamba

Bölüm 3

Coruscant'ta yeni bir gün daha başlıyordu. Dev güneşin ışıkları, şehir-gezegeni aydınlatmaya başlamıştı. Her sabah olduğu gibi bu sabah da insanlar acele içindeydiler ve sıkışık trafikte işlerine yetişmeye çalışıyorlardı. Hava trafiği sabah, erken saatlerde inanılmaz bir şekilde artardı. Öyle ki araçlar, gökdelenlerin arasında siyah şeritler haline gelirlerdi.

Güneşin yaydığı sıcaklık, uzaktaki Jedi Tapınağı'nın ortadaki kulesinin tepesine doğru yükselmekte olan küçük asansörün içindeki Karen'in içini ısıttı. Çıktıkları kulenin tepesinde Konsey'in toplantı odası vardı. Sade ve dairesel bir odaydı. Sık sık buraya bir görevden sonra rapor vermeye gelirlerdi.

Karen, doğan güneşi izlemeye dalmıştı. Bir önceki gün neredeyse Hawk-Bat yemi oluyorlardı. Ölüme yaklaşmışlardı. Bu düşünceyi aklından silmeye çalıştı. Usta Qui-Gon Jinn'in kılıç eğitiminde ona söylediği gibi ana odaklanmalıydı. Aynı zamanda da Usta Yoda'nın öğütlediği gibi gelecek hakkında da dikkatli olmalıydı.

Gözleri ufku izleyen Ustası Klo'ya kaydı. Orta yaşlarında, 1.80 boylarında bir Corellia'lıydı. Uzun cüppesinin başlığından sarkan, uzun gri saçları gür kaşları vardı. Yüzünde ince çizgiler oluşmaya başlamıştı. Tüm bu özellikler ona bilge bir ifade kazandırıyordu. Tüm Jedi'larda olduğu gibi uzun kahverengi, deri botlarına kadar uzanan koyu kahverengi bir cüppesi vardı. İçinde de kemerinin tuttuğu, sade, krem rengi tuniği vardı.

Klo, onunla padawanı olmadan önce de ilgileniyordu. Kılıç ve Güç eğitimlerinde sık sık onu izlerdi. Karen bunun nedenini hiç sormamıştı, o kadar da merak etmiyordu. Klo'nun padawanı olduktan sonra onu daha yakından tanıma fırsatı buldu. O zamandan beri birçok şey yaşadılar ve işte şimdi buradaydılar. Bir kez daha konseye rapor vermek üzere bu asansöre binmişlerdi. Asansörün camından yansıyan Ustasının ne düşündüğünü merak etti.


------------------------------


Draen Klo düşüncelere dalmıştı. Orada, Coruscant'ın alt katlarında Hawk-Bat'leri, yeşil kılıcıyla bir bir saf dışı bırakırken, bir an için umutsuzluğa kapılmıştı. Eninde sonunda gardım düşecek ve bu benim sonum olacak, diye düşünmüştü, ama Karen onu kurtarmıştı. Başka biri olsa, büyük bir ihtimalle o yorgun ve kontrolsüz haliyle hiç düşünmeden dövüşe katılır ve ölmelerine neden olurdu. Karen böyle yapmadı. Henüz bir padawanken bile çoğu Jedi'ın öngöremeyeceği bir şeyi fark etti ve bekledi, doğru anı bekledi. Gücünü toplamak için bekledi. İşte bu yüzde ona özellikle ilgi duyuyordu. Bu yüzden onu eğitiminin ilk safhasından beri izliyordu. Ondaki, bu büyük potansiyeli hissetmişti.

Onu eğitimine almak için Yoda'ya başvurmasının başka bir nedeni ise eski padawanı Lara'ya olan inanılmaz benzerliğiydi. Aynı ceviz kabuğu rengi saçlar, aynı ela gözler, mimikleri, hareketleri, adeta Lara'nın bir kopyasıydı. Lara, onun için büyük bir kayıptı. Yıllarca eğitimini üstlenmiş, onu küçük bir kızken alıp, genç bir kız olana kadar yetiştirmişti. Onu kızı gibi sevmeye başlamıştı. Hırslı ve disiplinliydi. Padawanlığını tamamlayıp testlere girmesine çok az kalmıştı. Bir görevde, Rodia'ya kadar süren bir araştırma sonunda, aradıkları suç lordunu nihayet bulmuşlardı. Fakat hiç beklemedikleri bir anda pusuya düşürülmüşlerdi. Lara, hayatını kurtarmak için kendisini feda etmişti.

Bu olay onu derinden etkilemişti. Bir Jedi için bağlılık yasak olsa bile, bunca zamandır kızı gibi gördüğü birinin ölümünden sonra hiçbir şey olmamış gibi davranamazdı. Uzun bir süre eski haline geri dönememişti ta ki Karen’i fark edinceye kadar. Karen ona tekrar deneme gücü vermişti. Ona bir Jedi olduğunu hatırlatmıştı. İşte bu yüzden onu eğitmek istemişti.


--------------------------


Kulenin tepesine vardıklarında, asansör yavaşlayarak durdu. Kapı kayarak açıldı. İki Jedi konsey odasına doğru yürüdüler. Kapıya geldiklerinde Klo, her zaman yaptığı gibi Karen’a dönüp onaylayıcı bir şekildi başını salladı. Kapı uğuldayarak açıldı ve geçmelerine izin verdi. Karen ve Klo desenli mermerin üstüde ilerleyerek odanın ortasında durdular. Güneş, odayı çevreleyen camlardan içeriye süzülüyordu. İkisi de eğilerek selam verdiler.

Hilal şeklinde dizilen koltuklarda çeşitli ırklardan Jedi Ustaları oturuyordu. Ortada Usta Yoda, sağında Mace Windu ve solunda Cerea’lı Ki-Adi-Mundi vardı.

“Usta, istediğiniz gibi, silah yüklü geminin pilotu Tan’dan aldığımız ismi bulmaya gittik ve onu sorguladık. Bize Coruscant Liman Güvenliği’nde tanıdıkları olduğunu ve eski bir arkadaşına olan borcunu ödemek için, yüklü bir miktar kredi karşılığında, onlardan bir süre gözlerini kapamalarını istediğini söyledi. Bahsettiği arkadaşının ismini almayı başardık. Tatooine’de bir hurdalık işletiyormuş, sanırım paravan olarak. Adı Zelan Granm.”

“Tedirgin edici bu bilgiler Usta Klo, tedirgin edici.” dedi Yoda.

“Bu bilgilerin doğru olduğuna emin misin? “ diye sordu Mace Windu.

“Evet Usta, eminim. Adam biraz direndi fakat zihni gerçekleri söylemekten kaçamadı. Daha da önemlisi, yanılmıyorsam bu gemideki silahlar aradıklarımızın tümü değil.”

“Daha fazla olduğunu mu düşünüyorsun? “ diye sordu Mace rahatsız olarak. “Adama gemiyle ilgili sorular sorduğumda önce gemi ve silahlar hakkında çoğul konuştu ve sanırım daha sonra hatasını anlayıp tek gemi varmış gibi devam etti.”

“Durum sandığımızdan daha kötü demek. Siz ne düşünüyorsunuz Usta Yoda? “ diye sordu Ki-Adi-Mundi.

Yoda, yüzünü ekşiterek koltukta kıpırdandı. Konseydekiler ağzından çıkacakları bekliyordu. “Yanılmıyorsan eğer, büyük bir tehlike altında Coruscant Usta Klo. Acilen bulunması gerekiyor tüm silahların. Bulmaya git, Tatooine’e öğrendiğin bu yeni ismi. Bizi götürecektir aradığımız cevaplara.”

“Evet, Usta” dedi Klo ve ekledi, “Usta Yoda bir şeyi daha belirtmek istiyorum. Dün, aşağı katlarda bir sorunla karşılaştık. Farkında olmadan tehlikeli bir Hawk-Bat sürüsünün bölgesine girdik, onlar da bize saldırdı. Biz, gerçekten zor bir durumdaydık, fakat padawanım soğukkanlılığını korudu ve büyük bir akıllılıkla oradan çıkmamızı sağladı. O olmasaydı, oradan hiç çıkamayabilirdik.”

Karen’in dudaklarında küçük bir tebessüm belirdi ama Usta Yoda’yı duyunca hemen ciddileşti.

“Büyük bir ilgiyle takip ediyorum eğitimini Padawan Karen. Büyük bir potansiyelin var. Büyük bir Jedi olacaksın.” dedi Yoda.

Sadece teşekkür etmenin en iyisi olacağını düşündü ve “Teşekkürler Usta.” dedi.

“Hepsi bu kadarsa gidebilirsiniz” dedi Mace Windu. “Güç sizinle olsun.”

Tekrar eğildiler ve asansöre yöneldiler. Asansör bu sefer aşağı doğru inmeye başladı. “Hepsi öğretileriniz sayesinde Usta.” dedi.

“Bu kadar alçakgönüllü olma Karen. Övülmeyi hak ediyorsun. Birçok Jedi düşünmeden kılıcına sarılırdı ama sen düşünerek doğru olanı yaptın. İşte bir Jedi güçlü yapan budur. Bundan asla vazgeçme.” dedi ustası elini Karen’in omzuna koyarak. “Bu akşam eşyalarını topla yarın yola çıkıyoruz.”

“Peki Usta.” dedi Karen ve güneşle arasındaki araçları seyretmeye başladı. Güneş tepeye çıkarken onlar, aşağı indi.

Hiç yorum yok: